Motivasyon, eğitimin en önemli unsurlarından birisi. Ancak günümüzde, okulların öğrenci motivasyonunu yükseltmek konusunda çok da başarılı olduğu söylenemez. Peki bu konu eğitimcilerin öncelikleri arasında yer alıyor mu?
İyi İlişki Başarıyı Arttırır
İnsan, hiç tanımadığı bir dünyaya doğar. Çocukluğundan itibaren o dünyayı tanımaya ve anlamaya çalışır. Bu yüzden bir çocuk için neredeyse her şey ilgi çekicidir. Etrafına karşı duyduğu merak öğrenme arzusunu besleyen en önemli motivasyon kaynağıdır. Çocuklar gerçekten meraklıdır, çok soru sorar ve gözlem yaparlar. Bu, filozofça bir bakıştır.
Çocuklar kolay harekete geçer ve motive olur. Motivasyon var olduğu sürece eğitim de keyif verir. Motivasyon kaybolduğunda eğitim ağır ve sıkıcı bir işe dönüşür. Öğrenmeye karşı itici içsel gücün azalması ve isteksizlik en büyük engellerden birisidir.
Çocuklar için okullarda daha da sistematik hale gelen bir motivasyon sorunu var. Kabul etmemiz gerekir ki okul sıkıcı bir yer. Yoğun ders programları, sınav notuna bağlı ödül sistemi ve ilgisiz öğretmenler öğrencileri sınıflardan soğutur. Bundan dolayı derse geç kalırken, teneffüse geç çıkmaz hiçbir öğrenci.
Öğretmenin diğer faktörlerden çok daha fazla bir etkisi var. Öğrenciler, bir gün içerisinde öğretmenleriyle ebeveynlerinden çok daha fazla vakit geçiriyor. Dolayısıyla öğretmen ile kurulan ilişki öğrencinin duygu durumunu gün boyunca belirleyebiliyor. İnsan, iyi bir ilişki kuramadığı kişinin verdiği bilgiye karşı da yeterli ilgiyi göstermiyor. Tam tersini de söylemek mümkün tabi. Eğitim hayatınız boyunca derslerini can kulağıyla dinlediğiniz öğretmenler muhtemelen en sevdiğiniz öğretmenlerdir.
Eğitim Reformu Girişimi'nin 2016 yılında yayınladığı rapor, öğretmenle kurulan pozitif ilişki ile akademik başarı arasındaki korelasyona bir kez daha dikkat çekiyor. Burada öğretmene büyük bir görev düşüyor. Dışarıdaki değişkenlere yönelik az bir etkisi olabilir ancak sınıfın içerisi, öğretmenin fark yaratabileceği özerk bir bölge.
Öğretmenin diğer faktörlerden çok daha fazla bir etkisi var. Öğrenciler, bir gün içerisinde öğretmenleriyle ebeveynlerinden çok daha fazla vakit geçiriyor. Dolayısıyla öğretmen ile kurulan ilişki öğrencinin duygu durumunu gün boyunca belirleyebiliyor. İnsan, iyi bir ilişki kuramadığı kişinin verdiği bilgiye karşı da yeterli ilgiyi göstermiyor. Tam tersini de söylemek mümkün tabi. Eğitim hayatınız boyunca derslerini can kulağıyla dinlediğiniz öğretmenler muhtemelen en sevdiğiniz öğretmenlerdir.
Eğitim Reformu Girişimi'nin 2016 yılında yayınladığı rapor, öğretmenle kurulan pozitif ilişki ile akademik başarı arasındaki korelasyona bir kez daha dikkat çekiyor. Burada öğretmene büyük bir görev düşüyor. Dışarıdaki değişkenlere yönelik az bir etkisi olabilir ancak sınıfın içerisi, öğretmenin fark yaratabileceği özerk bir bölge.
İyi Öğretmen İyi Mentordur
Öğretmenler yıllar boyunca bilgi otoritesi olarak sınıflarda yer aldı. Kendi bilgisini öğrenciye aktaran öğretmen, eğitimin lokomotifi konumundaydı. Eğitim süreci genel olarak öğretmenin verdiği bilgiyi öğrencinin öğretmene geri vermesi üzerine kuruluydu. Öğretmen yüksekçe bir kürsüden öğrencilere hitap eder, öğrenciler boylarına ya da başarılarına göre genelde dikine bir şekilde sıralanırdı.
Oysa iyi bir öğretmen iyi bir rehber, yol gösterici olmalıdır. Tek bir yol yerine farklı yolları da öğrencilere sunmalı, öğrencilerde eleştirel ve yaratıcı düşünceyi geliştirmelidir. Bilgi otoritesi olmaktan vazgeçip, öğrencileri merkeze almalıdır.
Bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça, öğretmenin bilgi verme rolü de eski önemini kaybediyor. Bugün doğru kaynakları takip ederek, birçok alanda kısa süre içerisinde kendinizi geliştirebilirsiniz.
Bir öğretmen, 30-40 kişilik bir sınıfta, bazı öğrencilerin kişisel eğilimlerini gözden kaçırabilir. Herkes aynı değildir ve öğretmenin takip ettiği standartlara uyum gösteremeyebilir. Aynı standartlara uyum sağlamak için çırpınmak yerine tercih ettiğiniz saatte, sürede, seviyede ve öğrenme metoduyla bilgiye ulaşmak güzel olmaz mıydı?
Günümüzde bilgi almak amacıyla okullara duyulan ihtiyaç azalıyor. Öyleyse öğretmene halen ihtiyaç var mı? Bilgi aktarıcısı olarak "hayır" ancak beceri kazandıran bir mentor olarak "evet". Bu yüzden eğitim insan faktörünün en belirgin olduğu alanların başında geliyor. Verimli eğitimin temelinde motivasyon yer alır ve motivasyon sağlama konusunda algoritmaların öğretmenin yerini alması şimdilik imkansız.
Oysa iyi bir öğretmen iyi bir rehber, yol gösterici olmalıdır. Tek bir yol yerine farklı yolları da öğrencilere sunmalı, öğrencilerde eleştirel ve yaratıcı düşünceyi geliştirmelidir. Bilgi otoritesi olmaktan vazgeçip, öğrencileri merkeze almalıdır.
Bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça, öğretmenin bilgi verme rolü de eski önemini kaybediyor. Bugün doğru kaynakları takip ederek, birçok alanda kısa süre içerisinde kendinizi geliştirebilirsiniz.
Bir öğretmen, 30-40 kişilik bir sınıfta, bazı öğrencilerin kişisel eğilimlerini gözden kaçırabilir. Herkes aynı değildir ve öğretmenin takip ettiği standartlara uyum gösteremeyebilir. Aynı standartlara uyum sağlamak için çırpınmak yerine tercih ettiğiniz saatte, sürede, seviyede ve öğrenme metoduyla bilgiye ulaşmak güzel olmaz mıydı?
Günümüzde bilgi almak amacıyla okullara duyulan ihtiyaç azalıyor. Öyleyse öğretmene halen ihtiyaç var mı? Bilgi aktarıcısı olarak "hayır" ancak beceri kazandıran bir mentor olarak "evet". Bu yüzden eğitim insan faktörünün en belirgin olduğu alanların başında geliyor. Verimli eğitimin temelinde motivasyon yer alır ve motivasyon sağlama konusunda algoritmaların öğretmenin yerini alması şimdilik imkansız.
Motivasyon Nasıl Sağlanır?
Öğrenciler yüksek motivasyona sahip olmadığında okulda zoraki vakit geçiriyor. Motivasyonu sağlamaksa öğretmenin temel görevi olmalı. Bir öğretmen öğrencilerine iyi davranır, saygı gösterir, teşvik eder ve gelişimi takdir ederse doğal olarak motivasyon oluşur. Öğretmenin karakter özellikleri motivasyonda etkilidir. Basit gibi görünse de, güler yüzlü ve anlayışlı bir öğretmen öğrencilerdeki öğrenme isteğini arttırır. Bazı insanlar doğuştan böyle bir yeteneğe sahiptir. Başkalarıyla kolay iletişim kurar, güven verir ve oldukça sabırlıdır. Duygusal zekası yüksek böyle insanlar öğretmenlik mesleğine daha yatkındır.
Ölü Ozanlar Derneği'ndeki John Keating bu konuda bir uzmandır. Fakat yaptığı şey aslında basittir. Öğrencilere kendilerini istedikleri gibi ifade etme şansı tanımak ve onların katkılarına göre eğitimi organize etmek.
Yenilikçi, ilgi çekici, fark yaratan bir eğitim... Belki de buradan başlamak lazım.
Ölü Ozanlar Derneği'ndeki John Keating bu konuda bir uzmandır. Fakat yaptığı şey aslında basittir. Öğrencilere kendilerini istedikleri gibi ifade etme şansı tanımak ve onların katkılarına göre eğitimi organize etmek.
Yenilikçi, ilgi çekici, fark yaratan bir eğitim... Belki de buradan başlamak lazım.
Yorumlar
Yorum Gönder